Yeni bir gunun telasiyla hareketlenmis sokaklardan birinde, buzuldugu kaldirimin kosesinde, misil misil uyumaktaymis adam. Bu manzarayi gorenler, farkli yargilara varmislar.
“Butun gece kumar oynayip, yorgunluktan sizip kalmis olmali. Kumarbazlar boyledir iste,” diye dusunmus birisi. Digeriyse, “Zavalli, cok hasta herhalde. Onu uyandirmamali. Kendine geldiginde evine gider nasilsa,” demis ve yoluna devam etmis. “Su hale bak!” diye soylenmis otekisi, “Pis sokak serserisi, insan musvettesi! Bedava icki buldun; icip korkutuk sarhos oldun. Simdi de yolumuzu tikiyorsun.” Son sahis ise, saygiyla adamin onunde egilerek soyle demis: “Bir ermis icin Tanri’dan baska hicbir seyin onemi yoktur. Su anda kim bilir hangi boyutlarda dolasiyor. Onu rahatsiz etmemeli.” Metafizikcilerin onemini anlatmakla bitiremedikleri evrensel bir yasayi isliyor bu Hint hikayesi. Icimizdeki bir seyleri daimi olarak disariya projekte ettigimizi; yasamin ekraninda ancak kendimizde varolanlari gorup, algilayabilecegimiz i vurguluyor, “Yansitma Yasasi”.
“Butun dunya kendi projeksiyonlari mizdan baska bir sey degildir,” diye izah ediyor Swami Satchidananda, “Temeliyse, dusuncelerinize ve zihni tavirlariniza dayanir. Eger zihninizde cehennem varsa, hicbir yerde cenneti goremezsiniz. Eger zihninizde cennet varsa, cehennem bile sizin icin cennet olacaktir.”
Kendi icindeki kizginligi, saldirganligi, kabaligi sahiplenmeyenler nereye giderlerse gitsinler, dunyanin agresif ve nezaketsiz insanlarla dolu oldugunu soyleyeceklerdir. Agzimizdan bilincsizce cikanlari, kulagimiz farkindalikla duydugunda; baskalarina atfettigimiz duygu ve dusunceler kendimizi sevmemiz ve yasadiklarimiza mutesekkir kalmamiz icin essiz birer firsata donusecektir. .
Gercege ulasmak istiyorsak eger, tahammul sinirlarimizi zorlayan insanlari dikkatle inceleyerek, onlar icin sarf ettigimiz sozlerin ne anlama geldigini irdelememiz gerekiyor. Oz guvenle ilgili bir probleminiz varsa mesela, zaman zaman yaptiginiz cikislarda, karsinizdakini “akilsiz ve aptal olmakla” suclayarak rahatlamaya yeltenirsiniz. Egonuzu asmakta zorlaniyorsani z, baskalarinda sahit oldugunuz ego sizi tedirgin ederek, cozum bulmayi bekleyecektir.
Calisma mekanizmasini ancak deneyerek kavrayabilecegimiz bu yasanin cok enteresan bir baska yonu de var. Baskalarina verdigimiz nasihatleri genellikle kendimiz duymak ve ikna olmak icin soyleriz. Dolayisiyla yol gosterip, nasihat verdiginizde, kullandiginiz kelimelere, kurdugunuz cumlelere dikkat edin. Onlarin mutlaka bir sekilde gecerli oldugunu; en iyiyi, en dogruyu secip yasayabilmeniz icin ipucu verdiklerini fark edeceksiniz. Soylediklerinizi dinlerseniz, icinizde kesfedeceginiz derinlik, dinginlik ve irfan, kendinize duydugunuz guvenin, saygi ve sevginin artmasini saglayacaktir.
Sahsimiza yoneltilen elestirilerden, kendimizi gelistirmek, guclendirmek adina payimiza duseni kabullenirken, sozlerin gerisindeki manayi desifre ederek karsimizdakini daha iyi anlama olanagini elde ederiz. Duyduklariniz sizi yureginizden vurdugunda, saldiriya veya savunmaya kalkismadan, durup dusunun. Cunku o, aciyan bir yaranin sozlere, hareketlere dokulerek, care bulma arayisidir.
Problemlerinizi halledip, yaralarinizi iyilestirdiginizde, onceleri gosterdiginiz asiri reaksiyonlar gittikce dinecek ve sizi daha notr bir davranis tarzina yoneltecektir. Genellikle sizi uzen, sinirlendiren, tedirgin eden bir tavir veya soz karsisinda artik hic etkilenmediginizi, tepki bile gostermediginizi fark ettiginiz an, bilin ki konu kapanmistir.
IsIk Menderes – Radikal Gazetesi