KORGAN İLÇESİ
Merkezle birlikte beş belediye ve 16 köyden oluşmaktadır.
Ordu’ya 91 km olan Korgan, Fatsa’ya ise 36 km’dir. Kumru’ya ise Fizme yolu istikametinden 17 km’dir.
Çobantepe Yaylası, Düzdağ Yaylası, Eğricesu Yaylası, Göltepesi Yaylası, Kürtünlü Yaylası, Osmankolu Yaylası, Taşkesik Yaylası, Karucuk Yaylası, Tepealan Yaylası, Turnalık Yaylası. Bunlardan en önemlisi Korgan Yaylası( Obası) olup Korgan Belediyesi tarafından,ilki 1994 yılında yapılan ve geleneksel hale getirilen oba şenlikleri düzenlenmektedir.Bu şenlikler çerçevesinde;bisiklet yarışları,koşu,futbol turnuvası,genel kültür yarışmaları,folklör gösterileri,havai fişek gösterileri,yöresel ve ulusal sanatçıların katılımıyla gerçekleştirilen müzik şölenleri,at yarışları,yağlı pehlivan güreşleri gibi pek çok etkinlik yer almaktadır.
İlçe topraklarını Fizme Deresi ile Keşdere sulamaktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği 729 m.dir. İl merkezine 91 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 206 km2 olup, 2011 Yılı Adrese dayalı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; ilçe merkezinde:13.075, köy ve beldelerde:19.315 toplam olarak 32.390‘dir.
Korgan, ılıman iklime sahiptir. Kışları ılık, yazları ise serin geçer. Hemen her mevsimin yağışlı geçmesi özel bir iklimin hüküm sürmesini sağlar.
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler fındık, patates ve mısırdır. Az miktarda da arpa, buğday, fasulye yetiştirilir. Bunun yanında meyve ve sebze de yetiştirilmektedir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra bazı oğuz boyları buraya yerleşmişlerdir. Sultan II.Kılıçarslan zamanında Selçuklu Devletine bağlı Danişmendlilerin burayı ele geçirdikleri belirtilmektedir. Danişmentlilerin yöreyi Bizanslılardan almış olmaları kuvvetle muhtemeldir. Korgan ve çevresi Danişmendliler ile Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştirmiştir. Selçuklu devletinin yıkılmasından sonra yörede İlhanlı Devleti, Eretna Beyliği, Kadı Burhanettin Beylikleri egemenlik kurmuşlardır.
XIV.yüzyılın sonlarına doğru Hacıemiroğulları Ordu’nun bir bölümünde olduğu gibi buraya da hakim olmuşlardır. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Rum Pontus Devletini ortadan kaldırmasından sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı yönetiminde Korgan’ın ismi resmi kayıtlara Keşdere olarak geçmiştir.
1642 yılında Satılmış (Fatsa) kazasına bağlı olan Keşdere kaza konumuna getirilmiştir.
1856’da Canik Sancağına bağlanmış, ardından Ünya Sancağına, 1882’de yeniden Fatsa Sancağına bağlanmış ve Fatsa’nın bucağı olarak uzun yıllar varlığını korumuştur.
. 1928’de Fatsa’ya bağlı bir köy iken, yeniden bucak olmuş 1 Haziran 1958’de belediye, 1 Nisan 1960 Cuma günü de kaza yapılarak ilçe merkezi haline getirilmiştir.
Yalmandan kar mı bağışlıyorsun?
Cepkeni yok giyecek, Turnalık’a ava gider.
Şeytanın çarığı deliktir.
Bir avuç unu var güm güm düğünü var.
Dilenciye kıtlık olmaz.
Ecinniye külahı ters giydirir.
Terek olan yerde bakır tıngırdar.
It, ite; it kuyruğuna buyurur.
It sahibini tanır.
Eşek bizim eşek ama çulu değişmiş.
YÖRESEL KELİMELER:
Korgan’ın kendine has bir dille söylenen birçok kelime vardır.Bu kelimelerin büyük bir kısmı yine Ordu il ve ilçelerinde de kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları ve anlamları şöyledir:
BEDDUALAR:
Korgan ilçesinde belli başlı beddualardan bazıları şöyledir:
Allahtan bulasın emi….,Sürüm sürüm sürün inşallah…,Adı batasıca…,Allah güldürmesin…,Davun ye…,Yerin dibine giresin…,Toprak ye…,Kökün kurusun…,Allah dert versin derman buldurmasın…,Zıkkımın pekini ye…,Eli kırılasıca…,Gidişin olsun dönüşün olmasın…,Öllünün körü…,Başını yesin…,Cehennemin dibine git…,Çenen tutulsun…,Dili kopasıca…,Allah dermansız dertler versin…,Ocağı sönesice…,Şeytanından bul…,Boyu devrilesice…,Evladından bulasıca…,Dermansız dertlere tutulasıca…,Ödün kopsun…,Cehenneme direk ol…
BATIL İNANÇLAR
Birçok yerde olduğu Korgan İlçesinde de dini inançlarla hiçbir ilgisi bulunmayan batıl inançlar vardır.Bu inançların dinle herhangi bir bağlantısı olmasa da bu inançlar kültür öğesi olarak kabul edilebilir. Bunlardan bazıları şunlardır;
Zemheri ayının ilk günü yıl sırtıdır.O gün misafir kabul edilmez.Gelen misafirin ayağının uğursuz geleceğine inanılır.O yıl bütün işlerin uğursuz gideceği sanılır.
Ilk gök gürlemesinde kalbur yuvarlanır; kalburun ağzı yukarı gelirse bolluk; aşağı gelirse kıtlık olacağına inanılır.
Lohusalı kadının bulunduğu odada iğne, bıçak,süpürge,diken vs.gibi şeyler bulunmalı aksi halde anne ve çocuğu cin çarpar.
Kırklı çocuğun çamaşırları akşam ezanından sonra dışarıda bırakılmaz ve cocuğun banyo suyu akşam namazından sonra dışarıya dökülmez.
Çocuğun ayağının altı öpülürse büyüyünce ağaca çıkamaz.
Eşiğe oturulursa nasip kesilir.
Köpek ulursa mutlaka cenaze olur.
Baykuş hangi evin damında öterse o ev dağılır.
Göz seğirdiğinde kötü haber gelir.
Ayağın tabanı kaşınırsa yolculuk var demektir.
Kedi ayaklarını yaladığında hava bozulur.
Kedi yalanırsa misafir gelir.
Kuş pencereye konarsa kısmet açılır.
Kulak çınlarsa bir yerde o kişinin isminin zikredildiğine işarettir.
Iki elin parmakları kenetlenirse kısmet kapanır.
Yerde oturan ya da yatan kişinin üzerinden atlayarak geçilmesi iyi sayılmaz.